14 Mart 2010 Pazar

Evlilik...

Evlilik, eşinin annesinin doğum günü olduğundan, o gün ennnnn iyi dostunu havaalanında karşılayamamak ve istaNbul'daki ilk gününde yanında olamamak demek.

Ertesi sabah, eşinin abisi ve eşi alt kattaki annesinde kaldığından, senin düşlediğin pazar kahvaltısından feragat edip onlarla birlikte kahvaltı etmen, eşinin de bu nedenle sana minnet duyması ama bir yandan da sırf O'nu memnun etmek adına yapılmış ve kendini hiçe saymış olduğun bu davranışından dolayı O'nun kendisini rahatsız hissetmesi ve seni mutlu etmek için çabalaması demek...

11 Mart 2010 Perşembe

Mephisto....



Baa-yı-lı-yo-ruuuum. Önce kızlarla buluşup güzel bir mekanda yemek yiyip, sohbet etmeye. Biriktirdiklerimizi birbirimize aktarıp eğlenmeye. Sonra Mephisto'ya uğrayıp kitap, dergi, cd, film almaya. Sonra da güzel evimize gelip kendime sıcak bir içecek hazırlayıp aldığım yeni cd'den yayılan müzik eşliğinde yeni dergimin ya da kitabımın sayfalarnda kaybolmaya... Bu bende bir tutku haline geldi artık :))


Veeeee VOUGE artık Türkiye'de...

MAZHAR OLMAK, Mazhar Alanson bu ne güzel bir emektir...

MIZIKÇI MELODİLER, mızıka eşliğinde seslendirilmiş Melamet Hırkası, Nani Nani, Çemberinde Gül Oya, Hey 15'li...

KEMAL SAYAR - HER ŞEYİN BİR ANLAMI VAR, kendimi kendime açamadığım bugünlerde bana yol gösterici olursun umarım...

6 Şubat 2010 Cumartesi

Özlem...

Bir babaannenin sıcacık, içten kucaklamasını özlüyorum bazen. Bazen de bir dedenin sevgi dolu, deniz mavisi gözlerinde kaybolmayı.

Ne zaman gidersem gideyim, içimi huzurla dolduran evini özlüyorum babaannemin. Her sabah okula giderken beslenme çantama hazır meyve suyu paketlerinden atmaktansa, taze sıkılmış limonata hazırlamasını. Geceleri O'nun koynunda uyumayı,
ayaklarım hiç üşümesin diye kendi bacaklarının arasına almasını, nefesini özlüyorum. Uyandığımda yaşadığına emin olmak için dinlediğim kalp atışlarını. Birlikte pencereden dışarı bakmayı. Kırmızı toz biberli yumurta yapışını izlemeyi. Uyandığı andan yatana kadar hiç kapatmadığı radyosundaki melodileri dinlemeyi. Yumuşak tenini, sesini, gülerken zıplayan göbeğini, mutluluklarını, hüzünlerini, tedirginliklerini, dualarını özlüyorum....

4 Ocak 2010 Pazartesi



Kursu astım bugün. Hatta bitene kadar asasım var. Hiç içimden gelmiyor gitmek. Bu kadar öğrenme ihtiyacı içinde olup o kadar para döküp de gitmek istememe halimi anlamıyorum. İşin garibi hiç birşey yapasım yok bugünlerde. Ne dostlarla buluşasım, ne aldığım hediyeleri paketleyip içine küçük küçük notlar iliştiresim, ne film izleyesim, ne kimseyi göresim...

Yatsam, uyusam, hep uyusam, sadece Mucizem sarılsa bana, hiç ses duymasam...

Kendime gelesim var aslında. Ama öyle kayboldum ki içimdeki yollarda, bir çıkmazın içindeyim bu aralar....

30 Aralık 2009 Çarşamba

Yeni Yıl Yeni Yıl Yeni Yıl Yeni Yıl Bizlere Kutlu Olsuuuuuuuuuuuun


Geldiydi gelecekti derken saatler kaldı 2010'a.

2000 yılında kıyamet kopacağına inanan bir çocukluk geçirdiğimden, 2010 benim için bir ütopyaydı.

Bu yıl benim yılım olacak diyor uzun zamandır içimdeki ses. Hatta işyerinde arkadaşlarıma bunu söylüyordum geçenlerde, bir yandan da kabanımı asmaya çalışıyordum ve kabanımın cebinde bir şey dikkatimi çekti. Elimi bir attım 150 TL :)) Sözümü doğrulayan bir sinyal gönderdi sanki evren o an bana.

Bu yıl neler olup bitecek, neler görüp geçireceğiz gerçekten çok merak ediyorum. Her ne olursa olsun, hakkımızda hayırlısı olsun....

13 Aralık 2009 Pazar

Seviyorum Bana Ait Olan Günü...

Güne kötü uyandım. Neden olduğunu bilemediğim bir can sıkıntısı. Benim mi onu, onun mu beni yediğini bilemediğim sabah kahvaltısı. Bir alıp veremediğim varmış gibi dalaştığım, elimin altından geçen tüm eşyalar. Dökülen çay, ekmek kızartma makinesinin ızgarasına takılan ekmek. Sıcak ev. Televizyonun sesi. Kızaran ekmeğin kokusu. Her şey her şey üzerime üzerime geldi bu sabah. Sığamadım yere göğe. Bir Mucizem'e püff bile demedim. O da sağolsun ben kendimi iyi hissedeyim diye elinden geldiğince bir şeyler yaptı. Kahvaltıdan sonra evimize çıktık. Keyifle içelim diye bol sütlü nescafe yaptı bize. Yanında da aşkımızın çikolatasını peçeteden hediye paketi yapıp getirmiş :)) afiyetle yedik. TV'de eski Türk filmi "Arabesk" e denk geldik ve onu izleyip eğlendik. Yeğenlerimizden biri ziyaretimize geldi.

Ne güzel, biri 20'lerinin sonuna gelmiş, diğeri 30'larının, iki insanı ziyaretine gelen daha 20'li yaşların en başındaki delikanlı, bu taraflardayken biraz bizi görüp hatırımızı sormak için uğramış bize...

Sonra Mucizem okula gitti. Ben ve evimiz başbaşa kalınca da gönlüm ne isterse onu yaptım. Bol bol blog okudum. Ben bloglarda seyrüseferdeyken bu güzellikler de beni aydınlattı.





Geçen akşam kurstan gelirken aldığım sticker'ı duvara yapıştırasım geldi. O da yerini bulsun istedim evimizde ve işte gidip gidip baktığım duvar :))





                   

Ve bir kez daha "İki Yeşil Su Samuru"na başladım. Ben onu okurken de Galata Kulesi kitap ayracım bana eşlik etsin istedim.


                      

Şimdi de film izleyesim var. Umarım hangi filmi izlesem diye uzun uzun düşünmem. Lakin saat dokuza geliyor. Malum yarın da haftanın ilk iş günü. Kendimizi biraz da yarına hazırlamalı.



22 Kasım 2009 Pazar

Okuduklarımdan Bana Kalanlar

Uzun süredir yapmak istediğim şey için nihayet bugün başlangıç yapabiliyorum.

Okuduğum kitaplarda, bana hitap eden satırları mutlaka çizerim. Kitabımı katletmek pahasına da olsa...

Zaman zaman da herhangi bir kitabımı elime alır, çizdiğim satırları yeniden okurum. Bakarım ben de ne değiştirmiş bu satırlar o zamandan bu zamana ya da ben ne kadar değişmişim.

Sonra günlerden bir gün aklıma düştü. Bütün bu satırları tek bir çatı altında toplasam, tıpkı güzel sözleri topladığım defterim gibi. İstediğim her an yanımda taşıyabilsem ve birilerine devredebilsem. Uzuuuun bir süre aklımdaki fikre bir defter yakıştıramadım. Nihayet bugün Kabalcı Kitabevinde buluverdim.




Şimdi de acaba hangi kitabımdan başlasam diye düşünüyorum :))

"Kumral Ada Mavi Tuna" için vakti zamanında hazırlamış olduğum 4 sayfa benim için öyle özel ki, onu başka sayfalarla paylaşmak istemiyorum.










O zaman benim için 2. önemli kitap ile başlayayım iyisi mi. "Herkesin Hikayesi"



Haydi bana başbaş. Yeni bir başlangııç için yüreğim pırpır. Şimdi onu kanatlandırma vaktidir...