30 Aralık 2009 Çarşamba

Yeni Yıl Yeni Yıl Yeni Yıl Yeni Yıl Bizlere Kutlu Olsuuuuuuuuuuuun


Geldiydi gelecekti derken saatler kaldı 2010'a.

2000 yılında kıyamet kopacağına inanan bir çocukluk geçirdiğimden, 2010 benim için bir ütopyaydı.

Bu yıl benim yılım olacak diyor uzun zamandır içimdeki ses. Hatta işyerinde arkadaşlarıma bunu söylüyordum geçenlerde, bir yandan da kabanımı asmaya çalışıyordum ve kabanımın cebinde bir şey dikkatimi çekti. Elimi bir attım 150 TL :)) Sözümü doğrulayan bir sinyal gönderdi sanki evren o an bana.

Bu yıl neler olup bitecek, neler görüp geçireceğiz gerçekten çok merak ediyorum. Her ne olursa olsun, hakkımızda hayırlısı olsun....

13 Aralık 2009 Pazar

Seviyorum Bana Ait Olan Günü...

Güne kötü uyandım. Neden olduğunu bilemediğim bir can sıkıntısı. Benim mi onu, onun mu beni yediğini bilemediğim sabah kahvaltısı. Bir alıp veremediğim varmış gibi dalaştığım, elimin altından geçen tüm eşyalar. Dökülen çay, ekmek kızartma makinesinin ızgarasına takılan ekmek. Sıcak ev. Televizyonun sesi. Kızaran ekmeğin kokusu. Her şey her şey üzerime üzerime geldi bu sabah. Sığamadım yere göğe. Bir Mucizem'e püff bile demedim. O da sağolsun ben kendimi iyi hissedeyim diye elinden geldiğince bir şeyler yaptı. Kahvaltıdan sonra evimize çıktık. Keyifle içelim diye bol sütlü nescafe yaptı bize. Yanında da aşkımızın çikolatasını peçeteden hediye paketi yapıp getirmiş :)) afiyetle yedik. TV'de eski Türk filmi "Arabesk" e denk geldik ve onu izleyip eğlendik. Yeğenlerimizden biri ziyaretimize geldi.

Ne güzel, biri 20'lerinin sonuna gelmiş, diğeri 30'larının, iki insanı ziyaretine gelen daha 20'li yaşların en başındaki delikanlı, bu taraflardayken biraz bizi görüp hatırımızı sormak için uğramış bize...

Sonra Mucizem okula gitti. Ben ve evimiz başbaşa kalınca da gönlüm ne isterse onu yaptım. Bol bol blog okudum. Ben bloglarda seyrüseferdeyken bu güzellikler de beni aydınlattı.





Geçen akşam kurstan gelirken aldığım sticker'ı duvara yapıştırasım geldi. O da yerini bulsun istedim evimizde ve işte gidip gidip baktığım duvar :))





                   

Ve bir kez daha "İki Yeşil Su Samuru"na başladım. Ben onu okurken de Galata Kulesi kitap ayracım bana eşlik etsin istedim.


                      

Şimdi de film izleyesim var. Umarım hangi filmi izlesem diye uzun uzun düşünmem. Lakin saat dokuza geliyor. Malum yarın da haftanın ilk iş günü. Kendimizi biraz da yarına hazırlamalı.