22 Kasım 2009 Pazar

Okuduklarımdan Bana Kalanlar

Uzun süredir yapmak istediğim şey için nihayet bugün başlangıç yapabiliyorum.

Okuduğum kitaplarda, bana hitap eden satırları mutlaka çizerim. Kitabımı katletmek pahasına da olsa...

Zaman zaman da herhangi bir kitabımı elime alır, çizdiğim satırları yeniden okurum. Bakarım ben de ne değiştirmiş bu satırlar o zamandan bu zamana ya da ben ne kadar değişmişim.

Sonra günlerden bir gün aklıma düştü. Bütün bu satırları tek bir çatı altında toplasam, tıpkı güzel sözleri topladığım defterim gibi. İstediğim her an yanımda taşıyabilsem ve birilerine devredebilsem. Uzuuuun bir süre aklımdaki fikre bir defter yakıştıramadım. Nihayet bugün Kabalcı Kitabevinde buluverdim.




Şimdi de acaba hangi kitabımdan başlasam diye düşünüyorum :))

"Kumral Ada Mavi Tuna" için vakti zamanında hazırlamış olduğum 4 sayfa benim için öyle özel ki, onu başka sayfalarla paylaşmak istemiyorum.










O zaman benim için 2. önemli kitap ile başlayayım iyisi mi. "Herkesin Hikayesi"



Haydi bana başbaş. Yeni bir başlangııç için yüreğim pırpır. Şimdi onu kanatlandırma vaktidir...


19 Kasım 2009 Perşembe

Aşk...



Bir arkadaşımın arkadaşı, kocası bir başka kadına aşık olduğu için terkediliyormuş. Tabii ki ilk duyduğumuzda vah vah tüh tüh muhabbetleri. Ama...

Aşık olmak da çok insani bir bir şey değil mi? Tamam, çok çok kötü, sevildiğini sandığın insan tarafından artık bir başkasına aşık olduğu için terkediliyorsun. Ama O'nu da sırf aşık oldu diye nasıl suçlayabilirsin ki? Aşk önüne geçilebilir bir duygu mudur?

Aşktan dolayı varolduğunu sandığımız evliliklerimizi, birlikteliklerimizi, başka duygularla da beslemek gerek. Sadakati getirecek duygular... Yoksa bir varmış bir yokmuş...

Hakeden hiç kimse,  ayrılık acısı yaşamasın, lütfen Allah'ım. Bu duam tanıdığım ve tanımadığım herkes için!

16 Kasım 2009 Pazartesi

Hayat En Güzel Hediye

Cumartesi akşamı Meleğim, onları davet ettiğim ve O'na göre türlü zahmetlere katlandığım için (ki bana göre tarifi mümkün olmayan bir mutluluktu onlara yemekler yapmak) bir hediye ile gelmiş.


Termoslara bayılırım, mor renge biterim. O da ikisini birleştirmiş ve bu güzel termosu almış bana. Paketin üzerinde de bir sticker vardı. "Hayat en güzel hediye"

Sticker çok hoşuma gitti ve hediye paketi ile birlikte çöpe atmak yerine mutfak duvarına elimin rast geldiği ilk noktaya yapıştırdım.

Bu akşam eve gelince direkt mutfağa girdim, ki normalde bazı akşamlar mutfağın kapısından adımımı bile atmadığım olur. Ama bu akşam içimdeki ses, çok acelem olmasına rağmen mutfağa girip kendime bir fincan kahve yapmam gerektiğini söyledi.  Öyle bir uyku bastırmıştı ki, ablamlara gitmeden önce ayılmak için missss kokulu kahvemi yapmak üzere kettle'ın düğmesine dokundum ve gözüm duvara ilişti. Geçen akşam duvara yapıştırdığım notun altında bir başka not



Fazla söze ne hacet...

Allah'ım, bana sevmeyi ve sevilmeyi bahşettiğin için sana şükranlarımı sunuyorum bir kez daha...

15 Kasım 2009 Pazar

Dostlar ve Eşleri ve Nişanlıları ve Sevgilileri ve Yalnızlıkları...

Koca bir güne neler sığdırdım neler. 1 sepet dolusu ütü. Temizlik. Haftasonu kahvaltısı. Hani şu ayaküstü atıştırmalık olmayanlarından. Kendime bakım. Ablamın düzenlediği mevlide katılım. Market alışverişi. Akşam yemeği. Veeeeee karşınızda tatataaaaaaaam...




İşte bu güzel sofrayı ben yaptım. Tabii annemin zeytinyağlı yemekleri ve Oklava'nın zeytin yağlı sarma katkıları ile :))

Çok keyifli bir akşamdı. Dostlar ile birarada olmak ne kadar güzel. Herşeyi çok beğendiler. Her zaman akşam yemeği davetlerinde stres olurum. Normalde yemek yapmadığım için elim de yemek yapmaya yatkın olmadığından nasıl olacak, tutturabilecek miyim, ya yanarsa, ya çiğ kalırsa, ya baharatı fazla kaçtıysa, ya tuzu az geldiyse diye diye yer bitiririm kendimi. Çok şükür bugüne kadar başıma gelmedi hiçbiri, bilakis övgülerle kalktı misafirlerim hep masamızdan. Benimki gereksiz vesveseymiş yani.

İşte dün akşamın ennnnçok beğenilen yemeğinin, kabak çorbamın tarifi;

1 adet soğan
2 diş sarımsak
3 adet kabak
Yarım çay bardağı sıvı yağ
2 yemek kaşığı un
1 bardak süt
Arzu edilen miktarda tuz
Arzu edilen miktarda ince dilimlenmiş dereotu
Veeeeee bol miktarda sevginiz....

Aslına bakarsanız bu tarifi annemden aldım, yani benim yazdığım gibi ölçüler yok, herşey göz kararı :))

Önce soğanları ince ince kıyıp yağda kavurdum. Eskiden olsa soğanları bıçakla dilimlemek yerine rendelemeyi tercih ederdim ama Mucizem'in annesi sayesinde soğan dilimlemeyi sevmeyi öğrendim resmen :))
Sonra sarımsakları da ince dilimleyip ekledim. Son olarak da kabakları küp küp doğrayıp ilave ettim. Bir süre sonra unu da ekleyerek 2-3 dk. hepsini karıştırarak kavurdum. Sonra üzerine soğuk su ilave ederek kaynamaya başlayana kadar karıştırdım. Kıvamını alınca da sütü ekledim ve blender'dan geçirerek bir taşım daha kaynatıp ateşten aldım.

Afiyet bal şeker olsun efendim...