4 Eylül 2009 Cuma

Giden Geri Döner mi??


Demiştim ben, işyerine gidince masamda beni kim bilir neler bekliyor diye. Döndüğüme pişman olacak kadar çok evrak. 2 günde o kadar çok evrak nasıl birikebiliyor aklım almıyor!! Bir sürü yükleme. Hemen usandıracak ve günün sonunun derhal gelmesini isteyecek derecede çok telefon görüşmesi. Sırt ve boyun ağrıları, vs... Şu aralar işimle ilgili sıkıntılarım olmasından dolayı bunların hepsi batıyor bana. Hepsi ağır geliyor. Oysa bir kaç hafta öncesine kadar, zaman zaman iş yerinde yatıp kalkmak isteyecek kadar çok seviyordum işimi ve iş yerimi. Neyseki yarın, yani bugün son iş günü. Eski günlerimi özlüyorum... İnşallah şu anki durumum bir an evvel geçer. Bu temenninin ardından da bu parçayı dinlemek geldi bak içimden. Her ne kadar sigara içmesem de bu şarkıyı dinlerken içiyor olmayı hayal ederim... Yak bir sigara kül olsun dertler....


Fotoğrafta gördüğünüz kitaplarım çocukluk arkadaşım E'ye gidiyor. Bir insanın bir şeyden hem hoşlanıp hem hoşlanmaması kadar uyuz bir durum var mıdır acaba?? Kitaplarımı, filmlerimi, müzik cd'lerimi, sevdiklerimle paylaşmayı hem deli gibi istiyorum, benim hoşlandığım şeyleri onlar da görsün, okusun, dinlesin diye, bana fayda sağlayan şeylerden onlar da faydalansın diye hem de ya geri gelmezse, ya kitaplarımın sayfaları kırışır, cdlerim çizilir, filmlerim artık benim arşivimi değil de her kime verdim ise'nin arşivini doldurursa diye endişeleniyorum. Ama yine  de veriyorum dünya malı dünyada kalır diyerekten. Ay bak eğlendim kendi kendime nedense bu cümleyi kullanınca :))


Çocukluk arkadaşım E'cim, kitaplarımın üstüne yatamazsın, bloğum varoldukça onların sende olduğunu unutmayacağım. "Yup-piii" diyorum sevgili bloğumun sağladığı faydalardan birini daha keşfettiğim için.


Artık yatmalı. Uyku da gidince geri dönmüyor bazen. Kaçırmamak gerek o güzel nimeti. İyi geceler kendime...


Uykuya dalmadan evvel gün içinde beni mutlu eden 3 olayı düşüneceğim. Böylece uykuma hem huzurlu dalacağım, hem huzurlu uyuyacağım hem de huzurlu ve dingin uyanacağım. Denemesi bedava!

2 Eylül 2009 Çarşamba

İlk Adım...

İşte nihayet, Kybele-f'nin katkıları ile ben de blog dünyasındayım. Çok keyifli bir mekanda, çok keyif veren bir kahvenin tadı ile ve dinlemeye doyamadığım Barış Manço parçasının eşliğinde yazıyorum ilk satırlarımı. Kesin tadı damağımda kalacak bu günün!

İki gündür şımartıyorum kendimi. Hiç yapmadığım bir şey yaptım ve ilk defa sırf yeşillik olsun diye iki günlük bir izin kullandım :)) Sadece kendimi şımartmak için.





Dün evimdeydim. Biraz O'nu dinledim, bizi daha rahat ve daha mutlu hissettirmek için nelere ihtiyacı olduğunu belirlerdik birlikte ve küçük mavi not defterime not aldım hepsini tek tek. Zaman içinde eksiklerini tamamlayacağım Güzel Evim.




Bir de O'nu çok fazla kimsesiz bıraktığımızdan şikayetçi ama bunun için şimdilik yapacak bir şeyim yok. Ramazan olması dolayısı ile ablamlardan torpilliyiz. Akşam yemeklerimizi onlarda yiyoruz ve geç vakte kadar da birlikte oturup sadece yatmaya geliyoruz güzel evimize. Derdi bu yani ama bu güzellik de 11 ayda bir yakalanıyor ancak.

Öyle güzel oluyor ki iftar sofralarımız. Bir ailemiz olduğu için çoook şanslıyız!! Allah'ım Onların hiçbirinin acısını yaşatma bizlere!!

Bugün de önce kuaföre gittim, sonra bir kaç alışveriş, biryerlerde mola, yazın şu son demlerinde güneşten azami ölçüde faydalanmak için en bolcasından gezme tozma ve biraz daha alışveriş ile eve dönüş.

Şimdi de kendimi yarına hazırlamalıyım. Kimbilir işyerindeki masamda beni neler bekliyor neler...

Sevgili bloğum, dilerim sen ve ben iyi bir ikili oluruz. Ne sen benden bıkarsın ne de ben senden!